Bebek ve küçük çocuklarda öfke tepkisi, bir kimse ya da olay tarafından engellendikleri, hareketlerine sık sık karışıldığı, giriştikleri eylemler durmadan baltalandığı zaman ortaya çıkmaktadır. Çocuk ne kadar küçükse, fiziksel ihtiyaç ve eylemelerine karışılması da o kadar büyük bir öfkeye yol açacaktır. Çocuk büyüdükçe kendine ait eşyalarına, planlarına, amaçlarına, ümitlerine ve kendisine hak olarak tanıdığı her şeye karışılması ya da kendisine yönelik eleştirilme ve suçlama yöneltilmesi karşısında öfkelenecektir.

Bebeğe gösterilen engeller en belirgin şekilde yemek yeme, temizlik, tuvalet eğitimi, uyku, oyundan alıkoyma gibi alanlarla ortaya çıkar. Engellere karşı bebeğin ilk tepkisi, hedefi belirgin olmayan bir ağlama ve çırpınmadır. Giderek çevresinin ödüllendirdiği öfke davranışını belirler. Biraz büyüyen çocuk bağıma, tepinme, nefesini tutarak çevresini korkutma, gibi yöntemler kullanır.

Üç yaşlarından itibaren çocuklarda görülen öfke nedenleri, daha çok çocuğun bir yaşıtıyla tartışması, kardeşiyle bir eşyasını ya da oyuncağını paylaşamaması, bir yetişkinle denetim çatışması, bağımsız olma istemi gibi sosyal olaylardır. Dört yaş civarında bağırma, ağlama, tepinme gibi açık öfke belirtileri yerin küsme, mırıldanma, suratını asma gibi daha ılımlı belirtilere bırakabilir. Bu yaşlarda görülen saldırganlık genellikle sosyal kaynaklıdır ve çocuklar başkalarını kaygılandırmak, can yakmak için saldırgan davranışlarda bulunurlar. Erkek ve kız çocuklar önceleri eşit ölçüde fiziksel ve sözel saldırılarda bulunurken; yaş ilerledikçe kız çocuklar sözel saldırılarda, erkek çocuklar fiziksel saldırılarda bulunmayı tercih ederler.

Öfke tepkisine, her zaman gösterilmemesi ve bastırılması gereken uyumsuz bir tepki olarak bakılmamalıdır. Çocuğun öfkesi, benliğini koruması için temel oluşturur. Çocuğun diğer kişilerle rahat yaşayabilmesi için öfkelenmeyi de bilmesi gerekir. Ancak diğer insanlara iyi geçinmek için kendini denetlemeyi de başarmak gerekir. Gelişimi boyunca bir çocuğun karşılaştığı en zor görevlerden biri, bir yandan öfkelenirken diğer yandan öfkesini kullanabilmek, öfkesini frenleyerek, problem oluşturan bir duruma neden olmamaktır.

Çocukları daha iyi anlayabilmemiz için önce onların öfkelerinin altında yatan nedenleri bilmemiz gerekir. Bunu yapmak için, önce yetişkinler kendi öfkelerini tartmalı, kendi öfkeleri ile çocuklarının öfkelerini karşılaştırmalıdır. Ayrıca çocuklarının belli durumlarda gösterdikleri saldırgan davranışlarını pekiştirmemeli, çocukların çevrelerinde gördükleri davranışları taklit ettiklerini ve model aldıklarını göz önünde bulundurmalıdır.